loading.gif
mobile-banner-bg

Bayramı Başbakanımızla Kutladık

...
08 Ağustos 2013 - Perşembe

Ramazan Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma töreni Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.

İl Başkanlığımız tarafından Ramazan Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma töreni Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen ve AK Parti İstanbul ailesini bir araya getiren bayramlaşma törenine, İl Başkanımız Aziz Babuşcu, Genel Merkez Seçim İşleri Başkanımız Mustafa Şentop, Genel Merkez SKM Başkanımız Mustafa Ataş, Gümrük ve Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanımız Burhan Kuzu, İstanbul Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Başkanlarımız, İlçe Belediye Başkanlarımız, İl Gençlik ve Kadın Kollarımızla birlikte, her kademeden teşkilat mensuplarımız ve çok sayıda vatandaşımız katıldı.

Törende bir konuşma yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, böyle kutlu bir günde, böyle güzel bir mekanda AK Parti ailesiyle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Ramazan’ı Sevinç ve Heyecanla Tamamladık

İl Başkanımız sözlerini şöyle sürdürdü: “Sevinçle beklediğimiz Ramazan’ı, dolu dolu yaşadığımız oruçlarımızı tamamlamış olmanın ve bayrama kavuşmuş olmanın sevinciyle, heyecanıyla tamamladık. Sevinçle beklediğimiz Ramazan dedim çünkü biz her Ramazan’ı heyecanla bekleriz ve bu heyecanımızı İstanbul’un sokaklarına faaliyet olarak yayarız. Bütün teşkilat olarak koştururuz. Bu Ramazan’a da aynı sevinçle, aynı heyecanla girdik. Gerçi heyecanımız mazlum ve mağdur coğrafyalar dolayısıyla gölgelenmiş olsa bile biz Ramazan’ı onların mağduriyetinin son bulması adına dualarla geçirmeye çalıştık.”

Ramazan Ayı Faaliyetlerimiz

İstanbul teşkilatı olarak artık oturmuş, belli bir standardı yakalamış sokak iftarlarına bu yıl da devam ettiklerini ifade eden İl Başkanımız, “722 farklı noktada 1 milyon 700 bin İstanbulluyu misafir ettik. Aynı şekilde teşkilatımızın ve teşkilatçılığın olmazsa olmazlarından olan vefa duygusuyla teşkilat iftarlarımızı yaptık. Herkesi, bugün hangi pozisyonda olduğuna bakılmaksızın tüm teşkilat mensuplarımızı kucaklayan iftarlarımızı gerçekleştirdik. Bizim için çok anlamlı olan ve çok kıymetli olan bir başka faaliyetimiz daha vardı. O da ‘Gönül Sofraları’ dediğimiz iftarlarımızdı. Evlerine, sofralarına konuk olduğumuz, ne varsa onu paylaştığımız ve gittiğimiz evlerden çok bizim ihtiyacımız olduğumuzu düşündüğümüz gönül sofralarında, geçen yıl İstanbul’da 22.000 aileyi ziyaret etmiştik. Bu 22 bin ailenin en azından yüzde 10’nunu kalıcı kardeşliklere dönüştürelim istedik. Tüm teşkilat birimlerimiz bu projeyi hayata geçirebilmek için çalıştılar. Bugün burada büyük bir memnuniyet ve gururla ifade ediyorum ki: Şu anda 2 bin aile bizim kalıcı kardeşlik projemiz çerçevesinde bir yıl boyunca kardeş ailesi tarafından himaye altındadır. Geleneksel İl iftarımızı sizlerin müthiş organizasyon kabiliyetiyle gerçekleştirdik. Bu yıl bir farklı şeyi de uygulayarak, Sayın Başbakanımızın talimatı doğrultusunda otellerden çıkarak Haliç Kongre Merkezi’nin yanındaki otopark alanında muhteşem bir organizasyon kabiliyetiyle İstanbulluları ağırladık. Bütün bu çalışmalar ve diğer bütün konulardaki üstün gayretleri ve samimi çabaları için İstanbul teşkilatıma teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, törende bir konuşma yaparak AK Parti İstanbul teşkilatına seslendi.

Bayram Çocuklar Tebessüm Edince Bayramdır

Ramazan Bayramı'nın Türkiye, İslam alemi ve insanlık için kutlu ve mübarek olmasını, barışa, huzura ve kardeşliğe vesile olmasını dileyen Başbakanımız Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bayram, kuşkusuz en çok da çocuklar için bayramdır. Bayram, çocuklar tebessüm edince, çocuklar sevinince, çocuk cıvıltıları semayı kaplayınca gerçekten en güzel bayramdır. Ülkemizin tüm çocuklarının, dünyanın tüm çocuklarının Ramazan Bayramı'nı bugün özellikle tebrik ediyorum. Yeni elbiselerini giymiş, kapı kapı dolaşıp şeker toplayan, parklarda, oyun bahçelerinde doyasıya eğlenen, o minik kalpleriyle bayramın hiç bitmemesini isteyen çocuklarımıza buradan selamlarımı gönderiyor, ben de onların o minik ellerinden öpüyor, hayatları boyunca her günlerinin bayram gibi olmasını yürekten arzu ediyorum. Anne babalarından, çocuklarının bayramı bayram gibi yaşayabilmeleri için özellikle bugün onlara ayrıca bir ihtimam göstermelerini rica ediyorum. Bu anlamlı günde anne babası olmayan, yetim, öksüz, mazlum ve mağdur çocukları özellikle hatırlamanızı, onlara bayramın sıcaklığını özellikle hissettirmenizi sizlerden, tüm teşkilatımızdan, vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Elbette, çocuklar kadar yaşlılar da bayramı hissetmeyi en çok hak edenler arasındadır. Başta kendi aile büyüklerimiz olmak üzere gözleri yollarda, kulakları kapı zillerinde, telefon zillerinde olan tüm yaşlıları bugün sevindirmenizi, onları mutlu ve bahtiyar etmenizi arzuluyorum."

Bayram, Kardeşlik ve Helalleşmektir

Bayramın; kardeşlik, dayanışma, barışma ve helalleşme olduğunu belirten Başbakanımız Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün kardeşlik hukukunun tüm gereklerinin yerine getirilmesini, dayanışmanın her boyutuyla yüceltilmesini, dargınların barışmasını, özellikle dargınların barışmasını, helalleşmesini yürekten temenni ediyoruz. Müslümanlar, tüm insanlarla aralarındaki dünyevi meseleleri ahirete taşımadan burada çözmekle, burada helalleşmekle mükelleftir. Hiçbir mesele aslında çözümsüz değildir. Özellikle dargınlıkların, bu güzel günde bu anlamlı bayram gününde son bulmasını, kalıcı bir helalleşmenin gerçekleşmesini, dostluğun, muhabbetin, kardeşliğin hiç yıpranmayacak şekilde tesis edilmesini kalpten arzu ediyoruz. Bir yönüyle baktığımızda her birimiz üç günlük dünyada saman alevi gibi yanıp geçen bir hayatı, göz açıp kapanıncaya kadar tükenen bir ömrü yaşıyoruz. Bu kısacık hayatı kalp kırarak değil kalpler yaparak,  gönülleri inciterek değil fethederek geçirmek hepimizin asli hedefi, asli ideali olmalıdır. Zira geride kalan, kazanılmış kalpler, feth edilmiş gönüller olacaktır. Geride kalan miras bıraktığımız eserler, ülkeye, millete, insanlığa kazandırdığımız hizmetler olacaktır. Bu dünyadan göçüp gittiğimizde arkamızdan bir çift güzel sözün söylenmesi, bir kez olsun 'Allah ondan razı olsun' denilmesi, inanın en büyük kazancımız olacaktır. Her meselemizde, her işimizde, attığımız her adımda gönüller kazanmak, hayır duaları kazanmak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bizim ayırt edici vasfımız olacaktır. Böyle olmalıdır. Ülkenin idaresinde, özellikle de siyasette, artık farklı gündemin, farklı bir üslubun, yapıcı, olumlu, birleştiren bir tavrın olmasını biz her zaman istedik. Bunun gereğini yaptık, bundan sonra da elimizden geldiğince yapmaya devam edeceğiz. Ramazan ayı boyunca her fırsatta bunu ifade ettik."

Kibri Yanımıza Yaklaştırmadık

Bu güzel bayram gününde tüm vatandaşlardan birbirlerine karşı hoşgörü ve anlayışı yüceltmelerini isteyen Başbakanımız Erdoğan, "Parti olarak, teşkilat olarak, bugüne kadar yaptığımız gibi, bundan sonra da bizler her attığımız adımda ülkemizin geleceğini, inşallah onun imarını yapıcı adımlarla tesis etmeye çalışacağız. Kibri, hoşgörüsüzlüğü, tahkiri, kırıcılığı bugüne kadar yanımıza yaklaştırmadık, bundan sonra da yaklaştırmayacağız. Unutmayın, AK Parti, 76 milyona bir ve beraber bakan bir anlayışla kurulmuş, yoluna böyle devam etmiştir. 76 milyonun partisi olmaya, 76 milyonu bir ve beraber olarak kucaklamaya devam edeceğiz. Biz ilk seçimde 1 vilayetin dışında 80 vilayette milletvekili çıkarmış bir partiyiz. En son geldiğimiz noktada da yine 81 vilayetin 78'inde milletvekili çıkarmış bir partiyiz. Bu ne demektir? AK Parti, bütün ülkeyi kucaklayan bir partidir. Nasıl oluyor da bize 'AK Parti halkı kucaklamıyor, ayrıştırıyor' diyorlar. Böyle bir mantık olabilir mi? Eğer ayrıştıran olsak biz belli bir bölgenin veya belli bir etnik yapının partisi olurduk. Ama biz olmadık. Tam aksine biz her bölgede birinci parti olduk. Bakın bu çok önemli. Ülkemizde tüm etnik unsurların oy verdiği tek parti AK Parti'dir. Tüm inanç gruplarının oy verdiği tek parti AK Parti'dir. Bu, bir şeyi gösteriyor. Kimse kalkıp da sanal kampanyalarla AK Parti'yi farklı bir yere oturtmaya gayret etmesin. Hükümet olarak da, 76 milyonun emanetini üzerimizde taşımanın bilinciyle, Türkiye'nin her karışına, her bir ferdine hizmet götürmeye, eserler üretmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz." dedi.

Bu Bayram Türkiye’de Yaşayan Herkesin Bayramıdır

Etnik kökeni, dili, dini, mezhebi, fikirleri, dünya tasavvuru her ne olursa olsun, bu vatan toprakları üzerinde ay-yıldızlı bayrağın gölgesinde herkesin bir, beraber olduğunu vurgulayan Başbakanımız Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Bakınız bugün yaşadığımız, bugün idrak ettiğimiz bayram, bizim nasıl bir, beraber, kardeş olduğumuzun en güzel ispatı, en müşahhas, en somut delilidir. Bu bayram sadece birilerinin, sadece bir kesimin bayramı değildir. Bu bayram etnik kökeni, inancı, mezhebi her ne olursa olsun Türkiye'de yaşayan herkesin bayramıdır. Herkesin bir şekilde hissettiği bir bayramdır. Bu ülkenin Müslümanları kadar inanıyorum ki bu ülkenin Hristiyanları, Musevileri de bugün bu bayramın coşkusunu ve heyecanını hissediyorlar. Bu ülkenin Sünnileri kadar Alevileri de aynı bayramı idrak ediyor, aynı ortak sevinci yaşıyorlar. Ramazan bizleri nasıl ortak bir atmosferde bir araya getirdiyse, bayram bugün nasıl hepimize ortak bir sevinci yaşattıysa her gün, her hafta, her ay, her yıl bizim bu ortaklığı yaşatmamız, yüceltmemiz, güçlendirmemiz gerekiyor."

76 Milyonun Yaşam Tarzı Teminatımız Altında

Başbakan Erdoğan, hiç kimsenin kimseyi aşağılamadığı, kimsenin kimseyi horlamadığı, kimsenin diğerine üstünlük taslamadığı bir ortak zemini inşa etmeyi sürdüreceklerinin altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: "76 milyonun özgürlükleri, 76 milyonun değerleri, özellikle de yaşam tarzları, her zaman bizim teminatımız altında oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımdan bugüne kadar hiç kimsenin yaşam tarzına, inançlarına, değerlerine müdahale edilmesine göz yummadık. Her zaman özgürlükleri savunduk, demokrasiyi savunduk, hoşgörüyü savunduk. Biz, kendimizi başkalarına göre farklı bir konumda görmedik. Bize zulmettiler ama biz sabrettik ve biz kimseye zulmetmedik. Bir kesimin, bir kitlenin, bir grubun da kendisini farklı bir yerde, üstün bir konumda görmesine asla rıza göstermedik. Biri çıkar da, 'Ben üstünüm, ben bu ülkenin sahibiyim, ben hukukun üzerindeyim, ben seçkinim', eğer böyle bir yanlışın içerisine girecek olursa hatta hatta 'Ben elitim' derse, bunu başkalarına dayatma girişiminin içine girerse orada özgürlük ortadan kalkar. Orada saygı ortadan kalkar. Birlik ve beraberlik ortadan kalkar. Bizi bir arada tutan sevgili kardeşlerim, vatanımızdır, bayrağımızdır, şehitlerimizdir, ortak değerlerimizdir, hukuktur. Vatanımızı, bayrağımızı, şehitlerimizi, ortak değerlerimizi ve hukuku incitmeden, onları çiğnemeden, onları itibarsız hale getirmeden ancak ve ancak ortak bir geleceği inşa edebiliriz. Onun için Afyonkarahisar'dan yola çıktığımızda ne dedik? 'Tek millet' dedik. Ne dedik? 'Tek bayrak' dedik. Ne dedik? 'Tek vatan' dedik. Ne dedik? 'Tek devlet' dedik. Yola böyle çıktık."

İBB Başkanımız Kadir Topbaş’ın da bir konuşma yaptığı program, partililerin bayramlaşmasıyla sona erdi.